Retrospektif'immm

Pazar

2010 Dadlusu 2011 Şekeriyim


   2010'da bitiyor ve 2011 geliyor demek...Vay vay vay ama başıma neler geleceğini bal gibi biliyorum.

-Herkes tatilden önce gelip ''Seneye görüşürüz muhahah'' şakasını yapacaklar.Hay onların taa...
-Bir-iki arkadaşla toplaşıp sinemaya , alışveriş merkezine falan gideriz heralde.
-İstanbul'a gidip ailecek beraber olacağız.
-Teyzem bana harika ötesi hediyeler alacak.
-Kuzenler beni sinir edicek.


   Onun dışında bu gün , annemle güzel bir alışverişten döndükten sonra odamda ''How I Met Your Mother'' ı izliyordum.İnanamadım ya ilk sezondan bile insan ne çok şey çıkarıyor.
En Çok Hoşuma Gidenler:


-Zeytin Teorisi : Marshall zeytinlerden nefret ediyor ama Lily bayılıyor.Lily Marshall'ın yemediği zeytinleri yiyor.Ama aslında Marshall zeytinleri çok seviyor sırf Lily mutlu olsun diye onlardan vazgeçiyor.


-Suit Up = Takım elbiseni Giy!


-Küçük mavi bir Fransız kornasını Şirin penisine benzetmek!


-Ted ''New York çok büyük bir şehir.Bu şehirde milyonlarca insan var.Bütün bu karışıklık içerisinde , bir adam nasıl hayatının aşkını bulabilir ki?Yani , nereden başlarsın ki?''
Robin , yanındaki bir kızı dürterek ''Hey , Ted'le tanıştınız mı?'' Süper ya!


-Lily ile Robin bara gittiğinde , Robin'e bir sürü yapışkan erkek yavşar ama Lily'ye kimse yavşamadığı için sıkılmaktadır.Sonra yüzüğünü çıkarıp dudağını büzdüğünde birisiyle bakışmaya başlar.Robin sıkılır , boş bir masaya oturur.O Lily ile bakışan kişi ise gay çıkıp aslında sadece üzümün üstünde oturduğunu söylemeye gelir.Robin Marshall'I arar ve yanlışlıkla ağzından bu olayları kaçırır.Lily'ye ise ''Neden bekar olmak istiyorsun ki?Bak burada senin gibi olmak isteyen , Marshall gibi kişiler arayan bir sürü insan var.''der.Osırada eşcinselimiz Lily'nin poposundaki üzüm lekesini çıkarmaya çalışırken Marshall gelir ve gayla dövüşmek ister.Lily adamın gay olduğunu söylediğinde sevinir ve eşcinsele sarılır.Bu sırada eşcinselin sevgilisi gelir ve Marshall'ı döver.


-Asla bir kızla doğum gününde telesekretere ayrılmak için saçma bir mesaj bırakmayın , asla!


-Eğer bir kızdan ayrılmak istiyorsanız , sadece 6 kelime ''O pantolonun içinde çok şişman görünüyorsun!''


-Ayrılmanın iyisi yoktur.Sadece ''Daha az beteri'' vardır.


-Kızlar ve balıkların ortak yönü : İkisi de parlak şeylere bayılırlar.


-Aşk bilim değildir.Aptal bilgisayar oyunlarıyla ölçülmez.

Çarşamba

Ağırlık

  Beni gördün bebeğim , 6 kilo almış , saçları darmadağın , paçoz giysiler içinde ve makyajı hafif akmış bir halde.Ama dur kendimi acındırmaya çalışmıyorum sadece nedenleri var ;
-Aşkın kalbime ağır geldi
-Her atışmamız beni dağıttı
-Sevgilerimin limiti bitince borca battım , fakirleştim
-Ve beni hep ağlattın...
  ...Ve hala soruyor musun , neden böylesin çok çirkinsin diye....


-Oh mon cheri ağzıma sıçtın diye , sıçtın diye...

Pazar

İlan-I Kabus

   Off of!Akşam bir kabus gördüm ki iğrenç bir kabus.Akşam yatmadan önce karar vermiştim Yılan'a (Kendisi şu anda sevdiğim şahıs) ilan-ı aşk edecektim.O facebookunu açtığında ona hemen sayıcaktın ''Ben seni çok seviyorum.2 yıldır sana aşığım.Biliyorum belki sen beni sevmiyorsun , yarın bunları yazdığımda çok pişman olup sana sarhoş olduğumu söyleyeceğim ama seni ne kadar sevdiğimi bir bilseydin...''.Ama ne yazık ki açmadı o akşam facebookunu.Normalde her akşam 19.00-23.00 arası hep online olur , şans işte...Başka zamana deyip uyuduk işte...
   Rüyamda her şey normal her zamanki gibi facebooktayım ve Yılan online.Rüyamda bir heyecan inmesi iniyor tabi.Hemen sohbet açıp ona şu yukarıda yazdıklarımı yazıyorum.Cevap olarak şöyle geliyor
   ''Ben para karşılığı çıkarım eğer diskoya gidersek ve ya sana yardım etmemi

istiyorsan daha fazla para vermek zorundasın''
   ''Salak şey ''
   Tabi böyle bir saydım kabusta.Ama çok gerçekçiydi.Kabusun devamında okulda atölyede oturuyorum.Yanımda çok sevdiğim arkadaşlarım var falan...O geliyor işte bir daha düşün istersen fiyatı biraz düşebilirim diyor.O anda tam bir sinir krizi geçirerek uyanıyorum.Çok kötü oluyorum yanaklarım yanıyor.Sonra bu günün Pazar olduğunu hatırlayarak o harika  gözlerini söverek yatağa geri dönüyorum...

Reklaşk

” Coca-Cola gibi hayatimin tadisin,Tefalsin herşeyin en iyisini bilirsin,Cornettomsun aşkımla erirmisin,Yeni Rakimsin hayata yeniden bakışımsın,Efesimsin içtikçe bitmeyen nefesimsin,Nutellamsin en değerli türk fındığımsın,Hanimellerimsin anne eli değmiş gibisin,Arçelik gibisin çelik gibi kuvvetlisin,İkea gibisin evimin herşeyisin,Turkcell gibisin hayata seninle bağlanıyorum....

Perşembe

Aşk Yazısı

Noktalama beni virgüllerim ceplerimde koşarım gözlerine doğru.
Bir elveda cümlesinin ünlemine takılır ayaklarım ölürüm!
Tırnak içinde belirtmek isterim..
"Seni Seviyorum"

Çarşamba

Kız ve Korku

   Meraklanmayın canım hala anormal ve depresifim...Sadece son zamanlarda ufak çocuklara daha bir sevgiyle baktığımı , onlarla oynadığımı fark ettim.Kız olsun erkek olsun bu bebekler bana çok şeker gelmeye başladı.Bazen gözümün önüne bir kızım olsa nasıl görüneceği , beraber neler yapacağımız geliyor.Herhalde onunla sürekli oynardık ve gülmekten karnımıza ağrılar girerdi.Ben küçükken temizlikçi kadının oğlu gelirdi.Ona şööle ansiklopedilerden hayvan isimlerini öğretir oyunlar oynatırdım.
   Bu konu bu günde gözüme çarptı.Eskiden platonik olarak sevdiğim Bay D ile şakalaşıyor , gülüşüyorduk.Sohbetimiz koyuydu yani...O sırada bir arkadaşım yanında küçük kız kardeşi ile bize yaklaşıyor.Kız ama nassı şeker nassı şeker...Tabi mıncıklamaya başladık cimcimeyi.Bay D'de onunla oyun oynamaya başladı.Elindeki oyuncağı uzun kollarıyla oradan oraya götürüyor , küçük kız da kahkahalarla ona ulaşmaya çalışıyordu.İçimden dedim ki ''Vay be Küçük Kız , baksana Bay D'ye dış görünüşüne rağmen nasıl bi çocuk sevgisi varmış.''Çok hoşuma gitti ya.Ama sonra hafif bir kıskançlık aldı yerini.O küçük kızı nasıl kıskanabilirdim yaa?Tabi ki kötü bir şey yapmadım ama...İşte yani içimden tekrar minik olmak (Hoş bloğun başlığı Küçük Kız ama...) ve büyüklerin benim yanaklarımı cimcirip benimle oynamasını istedim.Çok istedim.Gerçekten....


-Oh mon cheri nasıl şeyler düşündün böyle...Ama haklısın herkes çocuk olmak ister. 

Salı

Ben Misal'i (Uma Thurman)

Kill Bill, Volume 2

























































































































-Oh mon cheri ben buyum!!

of of of

Çok boktan bir gün,
Sabah kabus görmüştüm,
Göğsüm basık uyandım.
Hala öyleyim.
Nedensiz...


-Oh mon cheri sıktın ha!

Gerçeklik

Gerçek olmayan bir yağmurda ben,
Gerçek olmayan gözyaşlarıyla ıslanırken,
Ve her aldığım nefes tıkanırken,
Sen çıksan,
Şemsiyeni açsan,
Benimle parkta dolaşsan,
Sonra yine gitsen,
İlk üç madde gerçek olsa. 

Garson

Hey garson :
bana kalbim kadar yanık bir döner
aklım kadar karışık bir salata
ve ona olan dostluğum kadar sıcak bir çorba getir


hesabını ömrümden kes gitsin...

Bedeldin...

Sen hiç sevmezken beni..
Benim ellerinle içim titredi..
Sen öylesine bakarken gözlerime,
...Ben kaybolmuştum sende..
Tek gülüşün yeterdi işte..
Ben sende bir hiçken belkide..
Sen bende dünyalara bedeldin be ~

Pazar

Sigara Paketi

   Yav şimdi bakıyorumda , hiç kimsenin sigara içerken üstündeki uyarılara taktığı felan yok.Hem takıcaksa da ne yapıcak ki parayı verdikten sonra ''Aman bak sigara bana ve çevremdekilere zarar veriyormuş bi çöpe mi atayım.'' desin?Bence şöle yazmalıydılar:


  -Sigara içmek seni yetersiz yapar sonra kahvedekilere rezil olursun.


  -Sigara içme fena olursun.
  
  -Sigara içen toptur tövbeler benden.
  
  -Beni yak kendini yak her şeyi yak.
  
  -Sigara içmeyin sonra torunlarınızın nasihatlarından başınız şişer.


  -Sigara içmeyin arap bacıya dönersiniz valla.
  
  -Ölümü gör.


  -Al yaktın yaktın kendini.


  Tamam , konusuzluktan yazdığım bi şeydi bu.Ne kadar üzücü.Zaten altı üstü 3 tane izleyicim var.Üzülüyorm ya...

Çarşamba

Umut

Usul usul geceleyin
Sirenler duyarsan derin
Kapını gökyüzüne dayayıp da bekle
Yolunu şaşırmış bir yıldız düşer belki üstüne
Başını yastığa göm
Yüreğini ayışığına ayarla
Yorganına sıkıca sarın
Derin bir nefes al
Ve sakın ağlama...

Ağlama

Buruşuk ceketimi çekiştiriyor elleri annemin
Uçurumlar arasında burgaçlanan rüzgar
Kirpiklerimi yakıyor- diyor ki, ağlama
Az uzakta deniz, zeytinlikler uçsuz bucaksız
Annemin elleri tuz kokuyor, fesleğen, sabun
Kokular merdiveni doğurmuş beni
Durup durup tökezliyorum- diyor ki, düşme
Büyümüşüm, üzümüm şaraba dönüşmüş gibi
Kendimi içiyorum kan ve ter- diyor ki, içme... 

İki Köşeli Yalnızlık


Gökyüzüne asılı kalmış bir yankı
Arıyor kendisini bırakan ağzı
Yeniden, yeniden sesini bulmak için

İki köşeli yalnızlığın bir ucunda sen, bir ucunda ben
Birleşip ayrılıyor çizgilerimiz
Hangi boyuttan koparılmıştık ki biz

Anı bile yok, ses, koku bile
Bir elin yazdığını öteki el karalıyor sanki
Silgiler hatırlıyor, kalemler unutuyor bizi...

Sarhoş Olun!!!

Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.

Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları                                üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, 'saat kaç' deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: 'Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.'

Suç

Suçlu; Arkasına bakmadan giden mi? 

Yoksa arkasına bakmadan gitmesine izin veren mi? 

Hayat; geriye bakıp unutamayanin mi?
...
Yoksa ileriye bakıp geçmişi yok sayanın mı?

Zaman; giderken arkada bıraktığın yıllarmı?

Yoksa şimdiki zamanla ecelin arasındaki kısacık an mı?

Peki AŞK? ...Onu gerçekten hakedenin mi yoksa yerden yere vuranın mı?

Farklı Kanallarda Aşk

       
          
           ~ Farklı Kanallarda FarkLı ProgramLarda Atışıyoruz Sevgilim
              Sen Reytingi Tavan Yapan Bir Dizide Yiyişirken,
              Ben Ucuz Bir Yemak Programında

              Tarifini Veriyorum Senin ~

Böyle Düşün En Azından


Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci;Sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır.
Sonunda geminin batacağı bilindiği
halde Titanic defalarca izlenmiştir.
Bitecektir
korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın....
Çünkü:
...Romeo ölmeli, Titanic batmalı ama Aşk herşeye rağmen yaşanmalı ! ~


Napabiliriz Ki

Ben neden senin avuçlarına bakarken kendi hayat çizgimi aradım ? 

Ben neden hava durumu sunucularının,
Bölgelerdeki gözyaşı miktarlarını da belirtmesini bekledim,
...Yağmurlarla birlikte ?

Ben neden bütün süpermarket raflarında senin konserveni aradım ? 

Ben neden senin telefon numaralarını,
Kutsal kitaplarda bir şifreye denk düşürmeye çabaladım ?

Ben neden soğuk suyla yıkanırken hep sen üşüyorsun sandım ?

Cumartesi

Ayrılık mı salla

  Ayrılığı hafifletmek için Twilight'ın filmlerini izliyordum , anlamadığım bir kaç olay var.


- Bella Edward'a konuşmamız lazım diyor ve ormana doğru yürüyorlar.Yav ben korkarım tecavüze uğrayacam diye ama kızın umurunda değil azgın olduğu kesin işte.


- Edward Bella'nın düşüncelerini okuyamıyormuş.Özürlülük onda mı Bella da mı?


- Hele şu Bella uyurken Edward'ın odasında beklemesine kop.Bella orda ossursa , ya da ne biliyim otistik hareketler yapsa noolur.O kadar artistlik yapmışsın uyumuşsun boşuna...


- Benim bildiğim vampirler günışığında yanar parlamaz.Çünkü Justin Timberlake'de aydınlıkta parlıyor ona bakılırsa.


- Bu Bella harbi ormana meraklı.Edward onu terk etti diye sabaha kadar ormanda yatıyor.Ben olsam anneannem ''Hırlısı var hırsızı var manyağı var tecavüzcüsü var'' diye sayardı.O almasa bile bir kunduzun kulağımı yiyeceğini söylerdi.


- Yeni Ay'ın yarısında yiyişiyorlardı anasını satayim.


- Kızın eli azcık kanadı diye Edward'ın Bam diye Bella'yı tee pencereye kadar hayvan gibi itmesine gerek yoktu bence.


 - Yeni Ay'daki tek suç Alice'in gerizekalılığı bence

Kısacık

Şimdiki durum değerlendirmem :


- Yeşil Göz'lümle ayrıldık.


- Çok sıkılıyorum.


- Şu bloğa arkadaşımın yaptığı gibi şööle komik videolar koysam nasıl olur ki?


- Yok laaan


- Zaten irinç bir şakaymış.


- İntahar edenlerin iyi nedenleri var bence?


- Ne zaman nasıl öleceğine karar veriyorsun.


- Hem son sözlerin ''Yapma abi kurbanın olam şeytan doldurur'' ya da 
''Kamyoooon'' olmuyor.


- Bir gün rüyamda bir hocanın dövüldüğünü gördüm.


- Psikopat gibi gülerek uyanmışım.


- Bir de küçükken mıknatıs yutmuşum.


- Utançtan kimseye söyleyememiştim.


- Saçmaladım galiba.


- Su yerine rakı mı içtim?


- Hay mına!


- Rakıdan çıkmış balığa döndüm resmen.


- Anlamadığım şey sessiz sedasız intahar etmek nooluyo ki?


- Hem filmlerdeki gibi mektup bıraksan ardında...


- Temizlikçi kadın ödevlerimi attığı gibi atmayacak mı onları.


- İşler kim vurduya gider


- Hem insan intahar edince asla yüzüstü yatmamalı.


- Öyle morluk falan istemem sırtımda.


- Makyaj yapıp yeni giysiler giyip intahar edeyimde.


- Yeşil Göz'lüm ne kaybettiğini anlasın.


- Off özledim yaa


- Eh sizi de sıktım


-Ya yorum atın çok kötüyüm


- Neden Adriana Lima olamadıım böhüüüü


- Bir iki resim yapmıştım ölürsem annem onları sergiler mi aceb


- Son vasiyetim . Mezarımın üstüne kırmızı güller atılsın ve cenazede erkekler kırmızı kıravat giysin.Odama hiç kimse dokunmasın sadece yılda 2 kez tozu alınsın.Tüm gazetelere en güzel fotoğraflarımla ilan verilsin..........(Yaklaşık 10.000 madde sonra ) cenazemde Müslüm Gürses İtirazım varı söylesin , hayatımın filmini çeksinler , bu filmin rollerini en ünlü yıldızlar paylaşsın , Teoman bana şarkı yazsın , Robert Pattinson'un odasında koskoca bir posterim olsun.......


- Tamam , yapabileceklerinizi yapın ve hemen hepsini deneyin.


-Ya çocuklar nereye gidiyorsunuz?


- Elinizde neden kazma kürek var?


- Yaklaşmayın ya amanın acıyo.


- Tamam , tamam ölmekten vazgeçtim!


-Oh mon cheri sen dünyaya bir hediyesin

Hiç Bir Şey

Bilmezler yalnız yasamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

Cuma

   Eh cumartesi günü partiye gittik.Tabi saçlar fönlü mönlü , makyajlar tamam kıpkırmızı elbisemi giymişim.Hiç bir şey ters gidemezdi.Yeşil Göz'lüm beni almaya geldiğinde annem onu beğendi.''Ne güzel tertemiz delikanlı'' dedi <3<3.Onunla taksiye bindik ve barın yakınında indik.Bara girince çoğu kişinin orada olduğunu gördük ve bizde dans etmeye başladık.Etrafta gülüşmeler vardı , ışıklandırma ve dekor şahaneydi ve ben çok mutluydum.Sonra şu  Clubber Genç ve dans ettiği sevgilisini gördüm.Ben görünce hemen sarılmaya başladı falan.Çok ta umrumdu amaan...Netse bu böyle devam etti...Gitgide yakınlaşıyolar o kızla ama BAK BAK!!Kızı bir yere mi ne yolladı kız tabi salak sepet bir şey hemen güle oynaya gittti.Yeşil Göz'lüme laf atmaya başladı.SALAK ŞEY!


-Hop oğlum çekil bizde gelelim
-Ya duymuyo musun laan bu kız senin gibi salağı nerden bulmuşsa
-Hahah üstüne para versen senden bi şey olmaz bee


   Gerizekalı ağzı alkol kokan herif!İçmiş içmiş hala ne diyor.Ben ona resmen yalvardım.


-Ya noolursun bi git
    
   Gider mi?Gitmez.Sonunda dışarı çıktılar ve dövüşmeye başladılar.Aman Allahım ne kadar kötüydü.Kan çıktı sonunda.Birileri polislere haber vermiş akşam akşam ağlaya ağlaya gidiyoruz merkeze herkes şaşkınlık içinde.Ne yazık ki artık herkes öğrenmiş oldu şu Clubber'in beni sevdiğini.Yeşil Göz'lümse  hala bir açıklama bekliyor ve hiç durmadan mesaj atıyor.Ne yapacağımı bilemiyorum , hiç bilemiyorum.

Sevgi Gülümser


 Küçük arslan yemek yerken
 Dişi arslan gençleşir
 Ateş kendi payını isterken
 Toprak kıpkırmızı kesilir
 Ölüm sevgiden söz ederken
 Yaşam ürperir
 Yaşam ölümden söz ederken
 Sevgi gülümser 

Paris At Night

 




 Üç kibrit çaktım karanlıkta arka arkaya
 Birincisi yüzünü görmek için toptan
 İkincisi gözlerini görmek için
 Üçüncüsü ağzını görmek için
 Sonra kararttım dünyayı
 Hatırlamak için bütün bunları
 Kollarımda sıkarak seni

Çarşamba

Alışverişlen oynaşmak

   İğrenç bir başlık ama biliyorum ben alışveriş yapmayı seviyorum.3-4 gün sonra bir arkadaşın doğum günü olacakmış da , kız tabi zengin çocuğu iyi görünmek gerek.Off insan heyecanlandı tabi , çünkü Yeşil Göz'le gideceğiz ve annem ilk defa o zaman Yeşil Gözlüm'ü  görecek.Heyecanlı ve bu yüzden çok güzel olmam gerek.Annemle alışverişe çıktığımızda inanlımaz güzel bir elbise gördüm.Imm nasıl tarif etsem ki...Kırmızı , saten bir şey ama kalıpları çok güzel oldu.Göğsünde fırfırları var.Onun yanında şıkır şıkır kıpkırmızı sallanan küperler ve onunla takım kolye de aldım.
   Şu başıma musallat olan kişi artık aramıyor , sormuyor!Oh be sonunda anladı herhalde.Kendine gidip başka bir kız bulmuştur.
   

Pazartesi

Kim

Kim olacak bundan sonra
Uyandığımda soğuk yatağımda
Kim dinleyecek kalbimi
Bakacak yüzüme
Güzelmişim gibi sanki
Kim tutacak son anda
Bedenimi havada
Düşen uçurumlarda
Ben tutarken nefesimi
Ağzımdan aldığım
Ağzımda sakladığım
Uçup gitmesin diye

Bi Gidin Ya

   Şu mesaj işleri devam etti...Ne yaazık ki!Artık çocuğa diskoda ne dediysem beni başbakan torunu sandı heralde.Peşimi bırakmıyor ya.Çocuğa bak.Yeşil gözlüm'le  sinemaya gitmişiz , (Bu arada parayı eşit bölüşüyoruz o kadar yiyici bir kız değilim ben.) Tak! bir mesaj.
- ''Mavi gözlerinin derinliğinde boğuluyorum''
   Cevap vermiyorum.Yeşil gözlü'm merak ediyor ''Kimden geldi o mesaj''diye soruyor.''Bizim kızlardan geldi canım boşver'' diyorum.Telefonumu sessize alsan bile mal , gerizekalı durumuna düşüyorsun onca insanın arasında mesaj gelince bence.Neyse sinemadan çıkıyoruz , benimle evime kadar yürüyor (İstanbul'a gelirken tuttuğum süit ev.Aslında İzmirliyim) tam veda öpücüğü verecekken yine bir mesaj.Of Allahım ya yazdıkça kızıyorum.O gittikten sonra okuyorum.
- ''Cevap versen bir kere yanacak kalbim''
Eh kendi kaşınmış bir kere cevap veriyorum
- ''Cevap veriyorum ''Senin gibi gerizekalı olacağıma insan olarak doğduğuma şükürler olsun''
   Sonra telefonla arıyor.
-Ne olur Küçük Kız bir kere buluşalım.Sana anlatmak istediğim şeyler var!
-Off of Peki tamam 2 saat sonra uygun mu?
-Evet tamam olur (Burda öyle bir sesi vardı ki duyan bir bebek gülmesi sanır)
-Tamam okulun bir sokak ötesindeki caféde buluşuruz.
   Bir not:İki saat sonra buluşmak istedim böylece son anda sorun sende değil bende gibilerinden saçmalamak istemiyordum.
   Her neyse gittik buluştuk orda.Önce upuzun gelen bir sessizlik oldu ve tabi ben de somurtuyordum.En sonunda dayanamadım 
- ''Çok acelem var ne söyleyeceksen söyle artık!!''
- ''Tamam , tamam.Bak ne oldu bilmiyorum ama ben seni gerçekten seviyorum.Ama biliyorum ki sende beni 
seviyorsun.''
- ''Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?!Ben seni sevmiyorum hiç bir şey yaşamadık ya dans ettik altı üstü sarhoştum kusura bakma yaptıklarım şeyler çok kaza biliyorum ama seninde gururunu ayaklar altına almanı istemiyorum!!!!''
- ''O Yeşil Gözlü yüzünden değil mi?''
- '' (!!!!)Sen nerden biliyorsun?''
- ''Eylül'le Helin söyledi.Bak...''
- ''Kapa çeneni.Senin yaptığın ayıbın ne kadar büyük olduğunu bilmiyorsun''
   Terk ettim olayı.Peşimden gelmek istedi.Ama neyse ki götü yemedi.Ben şimdi o Eylül'le Helin'in teee ağzına sıçar mıyım?




-Oh evet mon cheri sen git onların ağzına sıç.

Pazar

Sana Kelek Yaptım .p

   Sonunda o fotoğrafları aldım.Eh kıskanmakta haklılarmış çünkü o çocuk harbi yıkılıyo ya.Neyse karşılığında numarayı verdim.Fotoğrafları yırtıp atmış , tam oradan yoluma giderken bir mesaj geldi ''İnsan hiç gördüğü insana selam vermez mi?'' diye.Cevap vermedim.Ama devam etti ''Noolduğunu anlamadım ama buluşalım''.Gerizekalı karşına çıkıp seni gidi muhallebi çocuğu ben seni sevmiyorum sadece beni satan 2 tane şerefsiz var o yüzden sana yavşadım mı diyim?(Aslında böyle yapıp gitmek güzel olurdu ama gönlüm elvermez ki!!) Mesajına cevap verdim 
-''Sen gidip Helin ya da Eylül'ü arasana''
-''Siktir et onları sen daha güzelsin''
Tamam , arkadaş bunlar güzel sözler ama ''Clubber'' genç benim tarzım değil.Öyk!
-''Ya tamam benden sana iş yok sen git başka kızlan dans et''
-''Ne kadar zorlusun''
-''Ne kadar salaksın''
-''Peki öyle olsun''
-''Ok By''
   Rahat bırak kardeşim.Benden sana yar olmaz ya!Halla halla 40 yılda bir diskoya gideriz sonra da yapışkanın biri musallat olur üzerimize.Bende bu şans varken çöle düşsem kutup ayısı saldırır ya.

Kimi Sevsem Sensin

Kimi sevsem sensin / hayret
Sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
Gözleri maviyken yaprak yeşili
Senin sesinle konuşuyor elbet
Yarım bakışları o kadar tehlikeli
Senin sigaranı senin gibi içiyor
Kimi sevsem sensin / hayret
Senden nedense vazgeçilemiyor

3. Şahıs

Gözlerin gözlerime değince
Felâketim olurdu ağlardım
Beni sevmiyordun bilirdim
Bir sevdiğin vardı duyardım
Çöp gibi bir oğlan ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felâketim olurdu ağlardım

Ne vakit maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Bir rüzgâr aklımı alırdı
Sessizce bir cıgara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin bakardın
Üşürdüm içim ürperirdi
Felâketim olurdu ağlardım


Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felâketim olurdu ağlardım

İz Bırakmak (Kalbimde :D)

   Sonunda Yeşil Gözlü'mün hastane işleri bitti ve buluşabildik.Ona onu ne kadar sevdiğimi bir daha beni böyle bırakmaması gerektiğini söyledim.Güldü ve bana beni çok özlediğini ve beni sürekli düşündüğünü söyledi.Dudağımdan küçük bir öpücük aldı.Deniz kenarından yürümeye devam ettik.''Sana bir hediye aldım'' dedi.Bana şurdaki kolye almış.Kolyeyi bana taktı.Çok güzel bir hediyeydi benim için.Sarılarak yürümeye devam ettik.Sonra küçük bir cafeye girdik.İki tane kahve istedik.Tam o sırada cafeye o akşam dans ettiğim çocuk girdi!!!Beni görmedi neyse ki.Kahvelerimizi alıp çıkmaya zorladım onu.Unutmak isterken o gece hep üstüme üstüme geliyor sanki.