Retrospektif'immm

Pazartesi

Kim

Kim olacak bundan sonra
Uyandığımda soğuk yatağımda
Kim dinleyecek kalbimi
Bakacak yüzüme
Güzelmişim gibi sanki
Kim tutacak son anda
Bedenimi havada
Düşen uçurumlarda
Ben tutarken nefesimi
Ağzımdan aldığım
Ağzımda sakladığım
Uçup gitmesin diye

Bi Gidin Ya

   Şu mesaj işleri devam etti...Ne yaazık ki!Artık çocuğa diskoda ne dediysem beni başbakan torunu sandı heralde.Peşimi bırakmıyor ya.Çocuğa bak.Yeşil gözlüm'le  sinemaya gitmişiz , (Bu arada parayı eşit bölüşüyoruz o kadar yiyici bir kız değilim ben.) Tak! bir mesaj.
- ''Mavi gözlerinin derinliğinde boğuluyorum''
   Cevap vermiyorum.Yeşil gözlü'm merak ediyor ''Kimden geldi o mesaj''diye soruyor.''Bizim kızlardan geldi canım boşver'' diyorum.Telefonumu sessize alsan bile mal , gerizekalı durumuna düşüyorsun onca insanın arasında mesaj gelince bence.Neyse sinemadan çıkıyoruz , benimle evime kadar yürüyor (İstanbul'a gelirken tuttuğum süit ev.Aslında İzmirliyim) tam veda öpücüğü verecekken yine bir mesaj.Of Allahım ya yazdıkça kızıyorum.O gittikten sonra okuyorum.
- ''Cevap versen bir kere yanacak kalbim''
Eh kendi kaşınmış bir kere cevap veriyorum
- ''Cevap veriyorum ''Senin gibi gerizekalı olacağıma insan olarak doğduğuma şükürler olsun''
   Sonra telefonla arıyor.
-Ne olur Küçük Kız bir kere buluşalım.Sana anlatmak istediğim şeyler var!
-Off of Peki tamam 2 saat sonra uygun mu?
-Evet tamam olur (Burda öyle bir sesi vardı ki duyan bir bebek gülmesi sanır)
-Tamam okulun bir sokak ötesindeki caféde buluşuruz.
   Bir not:İki saat sonra buluşmak istedim böylece son anda sorun sende değil bende gibilerinden saçmalamak istemiyordum.
   Her neyse gittik buluştuk orda.Önce upuzun gelen bir sessizlik oldu ve tabi ben de somurtuyordum.En sonunda dayanamadım 
- ''Çok acelem var ne söyleyeceksen söyle artık!!''
- ''Tamam , tamam.Bak ne oldu bilmiyorum ama ben seni gerçekten seviyorum.Ama biliyorum ki sende beni 
seviyorsun.''
- ''Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?!Ben seni sevmiyorum hiç bir şey yaşamadık ya dans ettik altı üstü sarhoştum kusura bakma yaptıklarım şeyler çok kaza biliyorum ama seninde gururunu ayaklar altına almanı istemiyorum!!!!''
- ''O Yeşil Gözlü yüzünden değil mi?''
- '' (!!!!)Sen nerden biliyorsun?''
- ''Eylül'le Helin söyledi.Bak...''
- ''Kapa çeneni.Senin yaptığın ayıbın ne kadar büyük olduğunu bilmiyorsun''
   Terk ettim olayı.Peşimden gelmek istedi.Ama neyse ki götü yemedi.Ben şimdi o Eylül'le Helin'in teee ağzına sıçar mıyım?




-Oh evet mon cheri sen git onların ağzına sıç.

Pazar

Sana Kelek Yaptım .p

   Sonunda o fotoğrafları aldım.Eh kıskanmakta haklılarmış çünkü o çocuk harbi yıkılıyo ya.Neyse karşılığında numarayı verdim.Fotoğrafları yırtıp atmış , tam oradan yoluma giderken bir mesaj geldi ''İnsan hiç gördüğü insana selam vermez mi?'' diye.Cevap vermedim.Ama devam etti ''Noolduğunu anlamadım ama buluşalım''.Gerizekalı karşına çıkıp seni gidi muhallebi çocuğu ben seni sevmiyorum sadece beni satan 2 tane şerefsiz var o yüzden sana yavşadım mı diyim?(Aslında böyle yapıp gitmek güzel olurdu ama gönlüm elvermez ki!!) Mesajına cevap verdim 
-''Sen gidip Helin ya da Eylül'ü arasana''
-''Siktir et onları sen daha güzelsin''
Tamam , arkadaş bunlar güzel sözler ama ''Clubber'' genç benim tarzım değil.Öyk!
-''Ya tamam benden sana iş yok sen git başka kızlan dans et''
-''Ne kadar zorlusun''
-''Ne kadar salaksın''
-''Peki öyle olsun''
-''Ok By''
   Rahat bırak kardeşim.Benden sana yar olmaz ya!Halla halla 40 yılda bir diskoya gideriz sonra da yapışkanın biri musallat olur üzerimize.Bende bu şans varken çöle düşsem kutup ayısı saldırır ya.

Kimi Sevsem Sensin

Kimi sevsem sensin / hayret
Sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
Gözleri maviyken yaprak yeşili
Senin sesinle konuşuyor elbet
Yarım bakışları o kadar tehlikeli
Senin sigaranı senin gibi içiyor
Kimi sevsem sensin / hayret
Senden nedense vazgeçilemiyor

3. Şahıs

Gözlerin gözlerime değince
Felâketim olurdu ağlardım
Beni sevmiyordun bilirdim
Bir sevdiğin vardı duyardım
Çöp gibi bir oğlan ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felâketim olurdu ağlardım

Ne vakit maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Bir rüzgâr aklımı alırdı
Sessizce bir cıgara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin bakardın
Üşürdüm içim ürperirdi
Felâketim olurdu ağlardım


Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felâketim olurdu ağlardım

İz Bırakmak (Kalbimde :D)

   Sonunda Yeşil Gözlü'mün hastane işleri bitti ve buluşabildik.Ona onu ne kadar sevdiğimi bir daha beni böyle bırakmaması gerektiğini söyledim.Güldü ve bana beni çok özlediğini ve beni sürekli düşündüğünü söyledi.Dudağımdan küçük bir öpücük aldı.Deniz kenarından yürümeye devam ettik.''Sana bir hediye aldım'' dedi.Bana şurdaki kolye almış.Kolyeyi bana taktı.Çok güzel bir hediyeydi benim için.Sarılarak yürümeye devam ettik.Sonra küçük bir cafeye girdik.İki tane kahve istedik.Tam o sırada cafeye o akşam dans ettiğim çocuk girdi!!!Beni görmedi neyse ki.Kahvelerimizi alıp çıkmaya zorladım onu.Unutmak isterken o gece hep üstüme üstüme geliyor sanki.



Ama O Ben Değil(d)im..

   Sabah uyandığımda başım yerinden çıkacakmış gibi zonkluyordu.Allah'tan kendi evimdeydim annemin evinde olsam dün akşamki olayların hiç biri gerçekleşemezdi.Dün akşam çok içtiğim için etrafa kusmuştum , etrafı sabah üçe kadar ancak temizlemiştim ama ağzım hala kusmuk tadındaydı.Tek sevindiğim şey sevgili (!) arkadaşlarım olmasaydı o çocukla yatabilirdim.Kapıcının getirdiği ekmeği almak için kapıyı açtığımda ise !!!!!Kıpkırmızı çiçekleri kapının önünde buldum.İçinde bir not vardı ''Seni çok özledim , üzgünüm aşkım <3'' diye.Ekmeği ve çiçeği aldım ve bir süre kapının önünde oturup düşündüm , ya o adını bile doğru düzgün bilmediğim kişiyle bir şeyler yaşasaydım , ya da yeşil göz gitti diye düşünüp bileklerimi kesseydim?Peki o nerdeydi , niye beni aramadı?Çiçekleri alıp masanın üstündeki vazoya koydum.Yeşil Gözlüm'ü aradım.Meğerse babası yurt dışında bir kaza geçirmiş , o ve annesi hemen yanına gidip ameliyatı sırasında yanında olmuşlar.Telefonunu açamamış o telaşlı yolculukta...Tabi gerisini romantik sözler izledi.Kahvaltıdan sonra Eylül'le Helin aradı.ŞEYTANLAR!!!O çocukla dans ederken ki fotoğraflarımı çekmişler.Eğer telefon numarasını onların eline verip aradan çekilmezsem bu fotoğrafları postayla Yeşil Göz'e göndereceklermiş.Amaan zaten Yeşil Gözlüm'e kavuşmuşum istedikleri bu olsun...Tek istediğim o geceyi unutmak ve Yeşil Gözlüm'e en kısa sürede kavuşmak.Öğlene doğru Eylül ve Helin'le buluşup numara ile fotoğrafları değiş tokuş edeceğiz.En büyük bataktan en büyük mutluluğa erişmek bu olsa gerek!

Yardım Et!

   Elbette , beni ertesi sabah gören arkadaşlar başıma üşüştüler , hayati bir sorunum var mı diye!?Ama hiç anlatasım yoktu.Ne diyim şimdi 10 gündür ne hal var ne hatır var , telefonlarıma cevap vermiyor mu?(Aslında ağlaya ağlaya omuzlarına yaslanabilirdim ve çığırta çığırta bağırabilirdim.)Her neyse kızlar beni akşam bir bara götürmeyi teklif ettiler.Adını hatırlamıyorum ama iyi bir yer olduğu kesindi.Önce benim evimde toplanılıcak ve makyaj , giysi miysi işleri olacak.Canım ya , kafamı dağıtmaya çalışıyorlar.Neyse işler bitti bizde bara girdik.Önce bir iki votka , bira falan içtik sonra dans etmeye başladık.Ondan sonra yanıma bir adam yaklaştı , dans etmeye başladık.Aman neyse kızlar onu tanıyormuş onlarla aynı kurstaymış.Ama ne biliyim bir garip şeyler oldu önce ikisi birbirlerine bakışlar atmaya başladılar.Tuvalete gittiler , döndüler (Tabi ben sonradan fark ettim biz dans etmeye devam ediyorduk.)Sonra en şeker halleriyle gülüşüp ''Aman canım sen gel izninle seni ondan ayırıyoruz ihihihi''deyip beni tuvalete sürüklediler.Sonradan öğrendiğime göre , ona ikiside göz koymuşmuş ona yavşamayı bırakmalıymışım!Olur mu ya böyle şey!Buraya beni mutlu etmek için gelmediler mi , olta olarak kullanılacaklar akılları sıra!!İzin verir miyim onları önce tuvalette utandırdım , sonra hiç yapmadığım bir şeyi (İçkinin etkisiyle) o çocukla daha da yakınlaşmaya başladım.Çıldırsınlar diye.İyi de oldu.Hemen saldırdılar , orospular.Tabi onlar saldırınca çocuk bir şey yapamadı ama bakışmalarımız , gülüşmelerimiz onlara koyuyordu.Çocuğun telefonunu aldım.Hemen peşime koyuldular tabi olaydan sonra , tabi bir çocuk için beni sattıktan sonra yine ona şirin görünmek için (tabi onların o kağıt parçasını ne kadar istediklerini biliyorum) benle iyi geçindiler.Olaydan sonra o telefon numarasını almak için beni tehdit ettiler.


-Ah üzgünüm mon cheri siz beni sattıktan sonra bu kağıt parçasının değeri artıyor...

Cumartesi

Nerdesin!!!


Yeşil Gözlüm'ü size anlatmıştım.Peki nerde şimdi o!...Nerede!!!Onu 10 gündür ne okulda ne de okul dışında ulaşabiliyorum.Mesajlarıma , telefonlarıma 
cevap vermiyor!Delirmek üzereyim!Sadece özlemek değil ki bu , endişeleniyorum çok endişeleniyorum.Ev telefonları hep meşgul çıkıyor mesajlar bırakıyorum ardından...Uykusuzuuum!..Ne zaman gözlerimi kapatsam aklıma korkunç manzaralar geliyor...Birinde trafik kazası geçiriyor , birinde tinercilerin saldırılarına uğruyor , ötekin de ise buraya doğru gelirken rehin alınıyor , organ mafyası onu bayıltıyor , sonra araba kaza yapınca kendini Alplerde buluyor ve hafızası silinmiş oluyor ondan sonraki hayatını ise çoban olarak geçiriyor...Korkuyorum , çok korkuyorum...Yıllar sonra bulduğum KENDİ kaybetmekten korkuyorum...Ama aklıma düşmüş bir kere sabahları rahat bırakıyor ama akşamları bir katil gibi sessizce yaklaşıyor , yaklaşıyor ve beni hıçkırıklara boğuyor.Deliriyorum Allahı'M...Dağılıyorum Allahı'M...Akşam tuvalette salya sümük ağlarken dua ettim.Nolur ona bir şey olmuş olmasın nolur ona bir şey olmuş olmasın...Çünkü o zaman ben ölürüm , biterim...

Ben Böyle Miy(D)im?

      Şu son yazdığım şiirlere bakıyorum da meğerse ne kadar üzgün , depresif bir görünüş çizmişim.Ben aslında böyle değilim ki...Mutluyum , huzurluyum...Sadece bu duygularımı içimde yaşamayı seviyorum.Sevdiğim ve değer verdiğim bir sürü kişi var.İstediğim zaman çok yaratıcı , rengarenk bir kişiliğe sahip olabiliyorum.Özellikle şu son günlerde çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum çünkü O'nu , yeşil gözlümü çok seviyorum.Ve eğer şu anda bunu okuyorsanız , size söz veriyorum ki bundan sonraki yazılarımı daha mutlu ve sevgi dolu olacak.
      Belki de bu kadar üzgün görünmemin nedeni babamın ben küçükken olan ölümünden sonra oldu.Ondan önce hareketli ve yaramaz bir çocukmuşum.Ahh ah...Belki bir bakmışsın , okul bitince yeşil gözlümle evlenmişim.Biliyorum belki sizi sıkıyorum ama...

5 Dakika Bekle Ve Git

Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç
Karanlık adamlar hürriyetini sordu mu
Ben senin olmadığını arıyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor 

Sana ait ne varsa
Hiçbiri benim değil
Belki ölmek hakkımı kullanıyorum
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git

Yağmur Giyen Kadın

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular 
Yağmur giyerlerdi sonbaharla 
Bir azıcık okşasam sanki çocuktular 
Bir akşam korkudan gözleri sislenir. 
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular 
Böyle bir sevmek görülmemiştir
Hayır , sanmayın ki beni unuttular
Hala ara sıra mektupları gelir. 
Gerçek değildiler birer umuttular 
Eski bir şarkı belki bir şiir 
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular 
Yalnızlıklarımda elimden tuttular 
Uzak fısıltıları içimi ürpertir 
Sanki gök yüzünde birer buluttular
Nereye kayboldular şimdi kim bilir 
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek görülmemiştir

Bana Bir Şimşek Çak

Bana bir şimşek çak
Ortalık fena karanlık
Yüreğim örtülüyor

Ağır bir dalgınlığa genişliyorum
Durmadan değişen o mevsimde
Dağlarda kalın omuz omuza bulutlar
Çok fena kalabalık
Ellerim çıplak
Bana bir şimşek çak kötü bir tuzaktayım

115

Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
Seni bundan daha çok sevemem diyenler hani;
Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu,
İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.



Aşk bir bebek olduğuna göre,
hayır, bunu diyemem,
Büyümesini sürdüren şeyi,
büyümüş gibi göremem

...

...Denizden gelen fısıltılar , dudaktan dudağa gizli söyleşmeler.Gecenin göğsüme basan , nefesimi tıkayan ılık nefesleri , öyle genç kızların dudaklarından geliyor ki , başları sevgililerin boynunda , gözleri onların gece denizleri gibi koyulaşmış yeşil gözlerinde...

Cuma

Mutluluk Devam Ediyor...

O tanıştığımız günden sonra sürekli görüşmeye başladık.Beraber geziyor , tozuyorduk.Onu tanıdıkça daha çok bağlanıyorum fakat öyle özel bir anımız yoktu.Gayet bir arkadaşımla nasıl takılıyorsam , onunla da öyle takılıyordum.Zaten hemen böyle bir şey istemiyordum...Zaten onun yanında kendimi sadece arkadaş gibi hissetmiyordum.Özel bir yere sahiptim onun kalbinde...Ona resmen aşıktım...Bir ara aramızda bir diyalog geçti :
-Neden böyle güzel düşüncelerin , konuşman varken bunları neredeyse kimseyle paylaşmıyorsun?
-Galiba kelimeleri boşa sarf edip anlamlarını kaybetmekten korkuyorum.
-O zaman neden benimle konuşuyorsun?
-...Sen beni anlarsın....


O ise sadece güldü ve parkta dolaşmaya devam ettik.Birden durdu ve bana bakmaya başladı.Şaşırdım tabi ''Gel hadi devam edelim''dedim.O ise...Bana çıkma teklif etti.Peki ben ne yaptım , elbette kabul ettim.Sarıldık.Sadece 1 dakika sürdü ama benim için bir ömre bedeldi.Evet , evet değerdi.

Bu Hikayenin Başladığı Nokta

       Her sabah konservatuara giden , ders notlarına dikkat eden ama çoğu zaman uykusuz , gayet sıradan bir kızdım.Pek fazla arkadaşım yoktu (Sadece arkadaşım Helin ve Eylül'le takılırdık).Öyle kendilerini ortaya koyup , fark koymaya hiç çalışmadım.Tam tersi ,  kimse beni fark etmeyince bir kedinin yumakla oynamasıyla aynı hazzı duyardım.Yani şu zamana kadar...
       Bir sabah , içimde farklı bir hisle uyandım.Hafif bir mide bulantısı ve baş dönmesi...Heyecan doluydum.Kalkıp kotumu ve beyaz örgü kazağımı giydim.Altına krem rengi converslerimi giyip okula doğru yol aldım.Kimse fark etmeden sınıfa girip öğretmeni beklemeye başladım.Anlaşılan o gün biraz geç gelecekti.Ortamda şakalaşıp gülüşenler vardı.Canım sıkılmıştı ve arada bir kitap okumak isterken birden gözüm O'na kaydı.Daha önce hiç görmediğim bir kişiye rastladım.Gözleri yeşildi , yemyeşil.Kumral , sarıya yakın saçları vardı.Ve kimseye daha önce bu kadar uzun bakmamıştım.Bu çok farklıydı çünkü genellikle elime ya da yere bakardım.O da bana bakıyordu.Bir garip oldum.Neden ondan bu kadar etkilenmiştim ki?...
       Öğretmen sanat tarihiyle ilgili önemli bir kısım anlatıyordu.Büyük ihtimalle zor soruların geleceği kısımdı.Hızlıca not almam lazımdı.Ama O'nun bakışlarını hep üzerimde hissediyordum.O'nun hakkında her şeyi öğrenebilir,O'nu hiç sıkılmadan dinleyebilirdim.Ah bir adını öğrenebilsem.Acaba şu anda ne düşünüyor , gözleri mahzun mahzun bakarken...Dersin bitmesiyle O'nun yanıma gelmesi bir oldu.Beraber dersler,müzik,kitaplar ve hobilerimiz hakkında konuştuk (tüm teneffüs sırasında) ve bana telefon numarasını verdi.Öyle hoş konuşuyordu ki , vurguları , tonlamaları.
       Okul bitince yatağımın üstüne uzandım.Çekingen ve hırçın bir çocukken nasıl şimdi böyle huzurlu bir melek olmuştum.Ben değişmiş miydim yoksa kendimi mi bulmuştum.Yoksa beni böyle dipsiz çukurlara sürükleyen adını anmak istemediğim o üç harf miydi?...