Sabah uyandığımda başım yerinden çıkacakmış gibi zonkluyordu.Allah'tan kendi evimdeydim annemin evinde olsam dün akşamki olayların hiç biri gerçekleşemezdi.Dün akşam çok içtiğim için etrafa kusmuştum , etrafı sabah üçe kadar ancak temizlemiştim ama ağzım hala kusmuk tadındaydı.Tek sevindiğim şey sevgili (!) arkadaşlarım olmasaydı o çocukla yatabilirdim.Kapıcının getirdiği ekmeği almak için kapıyı açtığımda ise !!!!!Kıpkırmızı çiçekleri kapının önünde buldum.İçinde bir not vardı ''Seni çok özledim , üzgünüm aşkım <3'' diye.Ekmeği ve çiçeği aldım ve bir süre kapının önünde oturup düşündüm , ya o adını bile doğru düzgün bilmediğim kişiyle bir şeyler yaşasaydım , ya da yeşil göz gitti diye düşünüp bileklerimi kesseydim?Peki o nerdeydi , niye beni aramadı?Çiçekleri alıp masanın üstündeki vazoya koydum.Yeşil Gözlüm'ü aradım.Meğerse babası yurt dışında bir kaza geçirmiş , o ve annesi hemen yanına gidip ameliyatı sırasında yanında olmuşlar.Telefonunu açamamış o telaşlı yolculukta...Tabi gerisini romantik sözler izledi.Kahvaltıdan sonra Eylül'le Helin aradı.ŞEYTANLAR!!!O çocukla dans ederken ki fotoğraflarımı çekmişler.Eğer telefon numarasını onların eline verip aradan çekilmezsem bu fotoğrafları postayla Yeşil Göz'e göndereceklermiş.Amaan zaten Yeşil Gözlüm'e kavuşmuşum istedikleri bu olsun...Tek istediğim o geceyi unutmak ve Yeşil Gözlüm'e en kısa sürede kavuşmak.Öğlene doğru Eylül ve Helin'le buluşup numara ile fotoğrafları değiş tokuş edeceğiz.En büyük bataktan en büyük mutluluğa erişmek bu olsa gerek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder